MİRASÇILAR KİMLERDİR





1.Ashâb-ı ferâiz : Hisse sahipleri 12'dir. Bunların onu neseb yâni kan akrabalığı, ikisi de sebep yani nikâh yönünden mirasçılardır.
Neseb yönünden olanların üçü erkek, yedisi kadındır.
Erkekler: 1- Baba, 2. Dede, 3. Ana bir erkek kardeş.
Kadınlar: 4.Kızı, 5. Oğlunun kızı, 6. Ana baba bir kız kardeş, 7. Baba bir kız kardeş, 8. Ana bir kız kardeş, 9. Ana, 10. Nine.
Sebep yönünden mirasçı olanlar: 11. Koca, 12. Karı'dır.

2.Asabe : Oğul, baba, erkek kardeşler amcalar gibi. Kız (sulbiyye), oğlun kızı (ibniyye), ana baba bir kız kardeş (uht lehumâ), baba bir kızkardeş (ut li-eb) tir. 

3.Zevi'l-erhâm.
Zevi'l-erhâm, ölünün akrabasından olmakla birlikte ashâb-ı ferâiz ve asabeden olmayan, karı koca dışında ashâb-ı ferâiz ve asabeden birisi bulunmadığında mirasçı olarak terekenin tamamını alan uzak akrabalara denir.

1. Kızlarının çocukları, oğlunun kızının çocukları,
2. Anasının anası ve babası,
3. Kız kardeşlerinin çocukları ve erkek kardeşinin kızları,
4. Baba tarafından dede ve nineler vasıtasıyla akrabalar: Hala, amca, dayı, teyze ve bunların çocuklarıdır.



Ashâb-ı ferâiz, terekedeki hisseleri belirli olan on bir çeşit hısım olup bunlar paylarını aldıktan sonra, mirasın geri kalan kısmını asabeyi teşkil eden hısımlar aralarındaki öncelik sırasına göre alırlar. Bu iki gruptan kimse mevcut değilse o zaman zevi'l-erhâm grubunu teşkil eden hısımlar mirasçı olurlar.

Bu bazı sahâbe ve tâbiîn bilginleri ile, Hanefî ve Hanbelî mezheplerinin görüşü olup, Mâlikî ve Şâfiîler'e göre ilk iki gruptan hısım olmadığında miras zevi'l-erhâma değil devlet hazinesine (beytülmâl) intikal eder.

Bu mirasçılar, Kitab, Sünnet ve İcma' ile tâyin edilmiştir. Bunların içinde Kur'ân-ı Kerim'de miras hakları gösterilen mirasçılar: Ana, baba, karı, koca, erkek ve kız çocuklar, erkek ve kız kardeşlerdir. Diğerleri Sünnetle sâbittir. Dedenin, baba; ninenin, ana makamında sayılması da icma ile olmuştur.

Ayrıca  duruma göre vasiyetten aşağıdakiler de pay alabilir.:
  • Mevlâ'l-Muvâlât yâni velâ sahibi olanlar.
  • Ölenin nesebini başka birine nisbetle kendi akrabasından olduğunu ikrar ettiği kimse (Mukarrunleh bin-neseb),
  • Kendisine üçte birden fazla meblâğ vasiyyet edilen kimse (Mûsâ leh),
  • Beytü'l-mâl (Hazine).


Ashâb-ı ferâiz mirasçıların bulunup asabe mirasçıların bulunmadığı durumda arta kalan hisseyle ilgili sahâbelerin farklı uygulamaları görülmektedir. Zeyd b. Sâbit'in ashâb-ı ferâizden arta kalanı red yapmayarak beytü'l-mala verdiği; Abdullah b. Mes'ûd'un karı ve kocayla -eğer hissesi altıda bir ise- baba bir kız kardeşe red yapmayarak diğer farz sahibi mirasçılara red yaptığı; Abdullah b. Abbas'ın karı, koca ve nineye red yapmadığı; Osman(ra)'ın ise karı ve kocayla birlikte diğer ashâb-ı ferâiz mirasçılara da red yaptığı; Ali b. Ebî Tâlib'in karıyla koca dışındaki farz sahibi mirasçılara red yaptığı belirtilmektedir. Bkz.: Ebû Zehre, a.g.e., C.I, s. 201-205, 230)